The Original of Islam
Uygulamamızı beğenen, kendi sayfasında paylaşan veya bunlara yorum yapan kimselerin isimleri Google‘ın / Google Play sisteminden dolayı görünmektedir. Bu kişilerin sayfalarında şirk(Allah-u Teâlâ’ya ait hak, sıfat ve yetkileri Allah’tan başkalarına veya Allah’la birlikte bir başkalarına vermektir) küfür (gerek inatla, gerek cehaletle, gerekse inat edenleri taklit sebebiyle Allah’ın tevhidini inkâr etmek ve rasûlünü yalanlamaktır) ve haram içerikli paylaşımlar varsa reddediyor, böyle bir içeriğe bizim yapmış olduğumuz paylaşımlar üzerinden ulaşılması halinde hiçbir sorumluluk kabul etmiyoruz.
Uygulamamızı Beğenip Paylaşmayı Unutmayınız !!!
İslam Dininin Aslı
* * *
İslam dini “la ilahe illallah” Tevhid kelimesi üzerine bina edilmiş, İslam dininin diğer hükümleri, emirleri, nizamı hep bu kelimenin ihtiva ettiği manalardan kaynaklanmış, böylece İslam’da mevcut olan ibadetler, hükümler mü’minlerin kalbindeki tevhidi sabitleştirmiş ve kuvvetlendirmiştir.
Bütün nebi ve rasuller de tarih boyunca insanları bu tevhid kelimesine ve onun gerektirdiği her tür ilim, amel, inanç ve davranışa davet etmişlerdir. Fakat son rasul Muhammed (a.s)’in insanlara getirmiş olduğu İslam dini ve şeriatinden başka sahih bir din ve şeriat kalmamıştır. Zira Allah (c.c) bu dini asıllarıyla korumuştur. Tahrifçilerin eli bu dine uzanamamıştır. İnsanların hayatlarına hakim olan küfürler ve cahiliye adetleri onu tamamen örtememiştir. Onun için tevhidin hakikatleri bu dinin en önemli ve en açık özellikleri olarak kalmıştır.
Tevhidin hakikatleri ve gerektirdikleri, İslam ümmetinin ilk nesli tarafından ilimde, amelde, inançta ve davranışta en mükemmel şekliyle yerine getirilmiş, işte bu nedenle de Allah (c.c)’ın rahmeti onları gölgelemiş, huzurla dolmuşlar ve Allah (c.c) onları, sayı ve kuvvetleri ne kadar fazla da olsa düşmanlarına karşı muzaffer, aziz ve hakim kılmıştır.
Zamanımızda ise durum tamamıyla değişmiştir. Zira kendilerini İslam’a nisbet eden kimseler, sayıları fazla olmasına rağmen tevhidin manasını idrak etmekten, rükünlerini ve şartlarını yerine getirmekten gafil olmuş, aralarında tevhidin hükümleri kaybolmuş ve tevhid ile tevhidin zıddı olan şirkin sınırlarını karıştırmaları sebebiyle artık onlara göre tevhidi sağlamak için; tevhid kelimesinin sadece sözle söylenilmesi, yaşantıda uygulamaksızın bu kelimeye sadece kalple inanılması, Rasulullah (s.a.s)’a sadece sözde bağlanılması, dinin baba ve dedelerden miras kalması ya da nüfus kağıdında yazılı olması yeterli olmuştur.
Bundan dolayı İslam davetçilerinin yapması gereken ilk şey insanları tevhide çağırmak, onları tevhide göre terbiye etmek ve şirkin her türünü yok etmek için çalışmaktır.
İşte bütün bu gayeleri hedefleyerek bu kitap kaleme alındı. Bu kitap; İslam’ın aslını yani tevhidi, risaleti ve onların rükünlerini, şartlarını, onları bozan halleri Kur’an ve sünnetten delillerle ve alimlerin açıklamalarıyla soru – cevap şeklinde açıklamaktadır. Ta ki insanlar, özellikle kendilerini İslam’a nisbet edenler, Allah (c.c)’ın sahih dininin neresinde olduklarını bilsinler. Böylece vakit geçmeden, fırsatı kaçırmadan gerçek İslam’a dönsünler ki Allah’ın azabından kurtulsunlar ve Allah’ın cennetine nail olsunlar. Çünkü Allah (c.c)’ın cenneti ancak tevhidi gerçek manada sağlayan, sadece Allah’a ihlasla ibadet eden ve her türlü şirkten beri olan, uzak duran kişiler içindir.